a

Latest Posts:

Sorry, no posts matched your criteria.

Follow Us:

Yukarı Çık

Korona’dan sonra iş sizsiniz!

Korona’dan sonra iş sizsiniz!

Evet yanlış yazmadım aynen böyle olacak.

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim, artık kişiler “yetenekleri” ile, hatta dijital olarak gösterebilecekleri yetenekleri ile var olacak. 

Yani iş sizde, bizde, bende, sende, korkmadan “ben varım” diyebilende, başkasının güdümünü kabullenmeyen, bilgisini aksiyona döndürebilen, çokça hayal kurabilende olacak. 

Birçok alanda değişiklikler olacağını okuyoruz, görüyoruz, hissediyoruz. Bilemediğimiz tek şey, bu işin ne zaman sonlanacağı ve sonunda ne olacağı?

Tek bildiğimiz ise uzaktan iş üretmenin, dijitalle iş yaratmanın hayatın normali olacağı. 

İşi sadece “dijital”e indirgemiyorum, amacım zaten bu yazıda yaşam, iş dünyası, insan ve Türkiye’deki “muhtemel” değişimleri derlemek.

Haydi başlayalım!

Evden çalışınca neler değişiyor?

İki yıldır uzaktan çalışmaya tam anlamıyla alışan biriyim. Bundan önce de dijital araçlarla yoğun çalıştım. E-ticaret, mobil oyunlar, video konferanslar, sosyal medya dönemin yıldızları…

 

Şu anda sanal toplantı üzerine sanal toplantı yaşayan çalışanlar, başta “ aaa ne güzel böyle de toplantılar oluyormuş, ofise gitmesek de işler yürüyormuş” tadında havalı havalı fotolarını paylaşırken….

 

Zaman ilerledikçe, “ yahu biz bu kadar toplantı yaparak nereye gidiyoruz? Saatlerce konuşuyoruz, aynı kişilerle saatlerce toplantı yapıyoruz, sonunda ne çıkıyor? “ sorusunu sormaya başladılar.

 

Uzaktan, evden, kafeden çalışanların ellerindeki en büyük güç, hazırladıkları raporlar, ürettikleri dökümanlardır. Haftada bir de olsa böyle bir çalışmayı yaparlar ve bu çalıştıklarının ispatıdır. Patronlar bunu sorgular; çıktısı ne ? fikir mi, satış mı ?  Bana faydası ne?

 

Ofise gelip gidenler, orada var oldukları sürece fazla sorgulanmazlar, veya bu kadar fazla sorgulanmazlardı.  Ancak bu ev yaşantısı, verimsiz de olsa ofise gelip giden kişilerin de sorgulanmasına neden oldu. İnsanların, “ben varım” görünürlüğü bir anda kayboldu. Bu bir gerçek. Ofiste oturup, “ya ben bugün ne yapacağım “ diyerek tüm gün bilgisayarına bakan kitle, evden toplantılara katılmayla gününü doldurmaya başladı. Hatta eskisinden de yoğun oldu işler.

 

Yan masanızda oturan kişiyle 10 saniyede bitireceğiniz her diyalog, şu anda hazırlanması, konuşması,  bitirmesi 1,5 saat süren toplantılara dönüştü.

 

Dedikodu yok, beraber kahve içmek yok, iki geyik muhabbeti yok…

 

Bundan sonra da olmayacak. Önemli olan, başta da dediğim gibi kendi varlığını yeteneklerinle anlatmak, “ben varım” a başka bir yol bulmak.

 

Şu anda durum : yok satanlar ve hiç satanlar, bir de arada kalanlar!

Korona sürecinde yok satanlar ve bir de hiç satanlar var. Bir de kafası hala daha karışık arada kalanlar var, onlara girmiyorum. Yok satanlar canla başla işlerine devam ediyorlar. Hiç satanların bir kısmı panikte, bir kısmı akıllıca kendini yeni dünyaya uyum sağlayacak fikirlerle besliyor, yeni fikirler geliştiriyor. Süreç sonunda birçok şirket küçülecek, birçok şirket yeni kararlar alacak, bu sürece uyum sağlamak için yeni projeler geliştirecek.

 

Peki ya uyum sağlayamayanlar? İşleri tamamen durma noktasına gelecekler?

 

İşte onlar için de tehlike çanları çalıyor!

 

Son iki haftadır, birçok kişiden “ ya bize ne önerirsin, nasıl bir yol izleyelim” telefonları alıyorum. Ellerinde mevcutta paraları var, ama o da “bir süre” için yeterli olacak. Başta bu iş 2 hafta yasakla biter diyenler, şimdi bu bir hayat tarzı demeye başladı ki evet bu artık hayatımızın normali. Bir süre değil, belki 1, belki de 1,5, hatta etkileriyle beraber 10 sene böyle devam edecek.

 

Peki neler olacak , ne yapalım diyenlere kafamdakileri açayım. Şunu da net olarak söyleyeyim, bu işin uzmanı değilim, uzmanı olup da söyleyenlere de çok bakamıyorum, çünkü bu iş nasıl ilerleyecek, ekonomi nasıl olacak diyen de ya müneccimdir, ya fütürist geçinendir ya da falcıdır. Dünyanın bu dönemde ilk defa yaşadığı bu süreci bilmek kolay değil hatta mümkün değil.

-cek’li, – cak’lı kesin konuşmuş gibi olsam da o heyecanımdan. Lütfen okurken kendi yorum ve görüşleriniz olursa benimle paylaşın. Bu yazı yaşayan bir yazı olacak!

Madde madde neler olacak? Neler ön plana çıkıyor?

  • Her şey değişecek ! Yeni bir çağ başladı!
 Yaşam değişecek
  • Büyükşehirlere göç azalacak. Hatta tersine göç hızlanacak.
  • Tarım ciddi artış yaşayacak. Köylerine, ilçelerine, memleketlerine dönen kitleler kendi üretip, kendi satmayı deneyecek. Tarımda profesyonel bir devrim yaşanacak.
  • Büyükşehirlerde kalanlar, bu iş sonlandı denildiğinde bir anda sokaklara akın etmeyecekler, restoranlar toplamda eskisine göre %20 kapasite ile çalışacak bir süre. 1 veya 1,5 yıl. Masalarda düzenleme yapılacak, aileler, tek kişi oturanlar için düzenlemeler olacak. 
  • Şehirlerde yaşayanlar, öyle tatile uzaklara gitmeyecek, giderlerse de sağlık açısından önlemini almış yerlere gidecek.
  • Otellerde açık büfede kalabalık sıralar, sıralarda sen kaşığı tuttun sonra ben tutayım olmayacak. Açık büfe kalmayacak..
  • Küçük kentler rağbet merkezi olacak bu nedenle kendilerini daha fazla tanıtmak için uğraşacaklar. Dijital yetkinliklerini, doğal güzelliklerini daha etkin anlatacak. Kaliteli turizm çalışmaları yapacaklar.
  • Evlerde solar panel kullanımı,  güneş enerjisi ile üretim artacak, enerji yönetimi önemli hale gelecek. Daha fazla enerji tüketenler bunu daha verimli tüketmenin yolunu bulacak.
  • Mimari değişecek. Hijyen odaklı, daha uzak durulabilecek kurgularla evler, ofisler, binalar tasarlanacak.
  • Evlerin bir odası muhakkak çalışma odası olarak ayrılacak. 
İnsanlar değişecek
  • Milyonlarca kişi işsiz kalacak. Mezun olanlar iş bulamayacak. Acı ama gerçek bir işsizlik tablosu bizi bekliyor! 
  • Yetenek ön plana çıkacak. Hayal gücü yüksek, kendini iyi anlatan birey olmak önemli olacak. Bunu başaran kazanacak.
  • Kişisel marka konusu daha önemli hale gelecek. İnsanlar kendilerini daha etkin nasıl anlatabilirler bunu sorgulamak zorunda kalacaklar.
  • Yeni sosyal sınıflar otaya çıkacak, mevcutlar sorgulanacak. Evlerinde oturanlar ve dışarda canla başla çalışan kuryeler ve çöpçülere baktığımızda bu resmi net bir şekilde görüyoruz. Haklarını en iyi şekilde alacaklar.
  • Hobiler değişecek, toplu sosyalleşme yerine, hobi bahçelerine yönelecek insanlar. Bol bol domates, salatalık yetiştirecekler evlerinde.
  • Şehirlerde yaşayanların tercihi, yakın bölgede doğal alanlar olacak. Doğayla daha fazla kucaklaşacak, izole şekilde piknik ve kamp yapacaklar. Bol bol koşacaklar. Kamp ve spor ürünlerinin satışı artacak.

 

İş yaşamı değişecek
  • Hiyerarşi azalacak hatta kalkacak. Tüm çalışanlar birbirlerinden uzak olsalar da koordine olmayı başaracak. Kendi kendine yeten, yöneten çalışanlar için daha az yönetici ve yönetim kademesi olacak.
  • Herkes evde “ serbest çalışan” provası yapıyor, şirketine bağlı olmayanlar acaba ben bu işi dışardan kendim nasıl yapabilirim diye sorguluyor.. Bunun sonucunda girişimler, girişimciler artacak.
  • Bu döneme uygun yeni fikirler ortaya koyacak insanlar. Koyamazsa ekmek bulamayacak. Her türlü girişim işi artacak.
  • Markalar, satış yapmalıyım çığırtkanlığı yerine, daha fazla sosyal sorumluluk projelerine odaklanacak. Öyle “yapmış” olmak değil, ciddi ses getiren ve sürükleyen projeler olacak. Müşterilerin gönlündeki kahramanı olmaya çabalayacaklar. 
  • Daha sürdürülebilir bir dünya için mücadele yarışı başlayacak. İnsana saygı,  doğaya hizmet, onları var etmek, onlar için çalışmak ön planda olacak.

 

Türkiye değişecek
  • Bir tarım toplumu olan Türk insanı bence bu yeni süreçten Avrupa’ya göre artılarla çıkacak. Eski tarım gelenekleri daha önemli hale gelecek.
  • Sağlık sisteminin bugünkü kapasite durumu ( hastaneler, sağlık çalışanları, ..) umarım devam eder, dünyaya örnek bir yapı sunacak. Avrupa’nın, sınıfta kaldığı bu süreçte toparlanması uzun sürecek.
  • “Türk gibi temiz” kavramı ortaya çıkacak. Türk gibi el yıkama, kolonya sürme, tuvaletten sonra el yıkama, taharet musluğu kullanma dünyaya örnek olarak yayılacak.
  • Hızlı uyum sağlayan Türk insanı, korona sonrası “iş sizsiniz” mesajını bence çok net aldı ve çok hızlı adapte oluyor. Dijitale ve teknolojiye uyumuyla bu dönüşümü çok hızlı gerçekleştirecek.  Bunu Avrupa ve Amerika başaramayacak.
  • Her kafasını kaldırdığında başını ezenler olmadığı için bu krizden az kayıpla çıkan, öz yeteneklerini avantaja dönüştüren, kazanan bir Türkiye olacak! 

 

Son iki madde ;

  • 25-30 sene içerisinde gerçekleşecek dediğimiz tüm ama tüm konular önümüzdeki 1-2 senede gerçekleşecek.
  • Ünlü futuristlerinin dediği gibi dünyayı robotlar yönetecek! –Herhalde bu sefer gerçekleşecek!

 

Aklımdakileri kalemim yettiğince derlemeye çalıştım. Bu makale üzerine eklemelerim olacak. Sizlerin yorumları da bu açıdan değerli. Lütfen yazın. 

 

Özetle iş sizde, bizde, bende, sende bitiyor!

Bireysel çaba, özveri ve yeteneklerimizde, bu yetenekleri aksiyona çevirebilmekte, hayal gücünü kullanabilmekte. 

 

Bu değişim dünyanın bizlere çok güçlü bir mesajı! “Durun, kendinize bir bakın, çevrenize bir bakın” dercesinde güçlü bir tokadı!

Daha geçiş dönemindeyiz ama şimdiden yeni çağa , yeni adıyla “ BEN VARIM* “ çağına merhaba!

Dijital ortamlarda zaten görüşüyoruz, en kısa zamanda sokaklarda buluşmak dileğiyle!

Kalın sağlıcakla

 

Ömürden Sezgin

 

*Yazıyı yayınladığım gün, sevgili dostum Deniz Işık ile uzun ve dopdolu bir sohbet yaptık. “Ben Varım” çağı orada çıktı! Teşekkürler tekrardan.

 

 

 

 

Yorumlar: 6

  • 19 Nisan 2020

    Teşekkürler kaliteli bir yazı olmuş. Bafradan selamlar..
    Dijital dönüşüme hazırlanıyorum..
    daktilograf.blogspot.com
    https://karadenizisilanlari.blogspot.com/?m=1

    Blog sayfalarımı ve dahasını tüm sosyal medya hesaplarımı güncelleyerek hazırlığa başlıyoruz..

  • Serhan Baysal

    20 Nisan 2020

    Okadar güzel yorumlamışsın’ki üzerine koya bilecek bir şey yok
    Artık o hantal Devlete sırtını yaslama
    durumu yok.İnsanlar pozitif yönde işiyle ilgili ne yaratabiliyor da o denli
    Çalıştırılacak verim yoksa iş te yok
    Felsefesiyle yaşamlarını devam ettirecekler. Emeklerinden dolayı
    Seni kutluyorum. Anne veBabana selâmlar. Hoşçakal

  • 20 Nisan 2020

    Merhaba Ömürden Sezgin bey,

    Yazınızı bir arkadaşımın benle paylaşması üzerine keşfettim, iyi ki de ettim. Elinize sağlık. Kesinlikle beklentilerimiz örtüşüyor. Zor günler bizi bekliyor. Ancak bu zor günler sonrasında güzel günler bekliyorum. Şöyle diyelim; gün ağırmadan önce yaşanan gecenin en karanlık anı gibi. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Web siteniz ile ilgili elimden gelen bir şey olursa her daim yazabilirsiniz.

    Saygılarımla.

Yorum Yaz